Orhun (Göktürk) Yazısı
(Prof. Dr. Muharrem Ergin)
Üç kıtada tarih boyunca geniş sahalara yayılan Türkler, gittikleri yerlerde bir çok kültür merkezleri meydana getirmişler, temas ettikleri çevrelere göre çeşitli yazılar, çeşitli alfabeler kullanmışlardır. Nitekim Türklerin Göktürk, Soğd, Uygur, Mani, Brahmi, Arap, Süryani, Ermeni, Rum, Lâtin, İslav vs alfabelerini kullanmış olduklarını görüyoruz. Fakat az veya çok kullanılan bu alfabelerin içinde dört tanesi geniş ölçüde kullanılarak Türklerin umumî millî alfabeleri hâline gelmiştir. Bunlar Göktürk, Uygur, Arap ve Lâtin alfabeleridir.
Göktürk veya Orhun yazısı Türk yazı dilinin ilk asırlarında kullanılmış, sonra onun yerini umumî yazı olarak Uygur yazısı almıştır. İslamiyet’ten önce en geniş ölçüde kullanılan, fakat İslâmiyet’ten sonra da uzun zaman yazılan Uygur yazısı ise, İslamiyet’le birlikte, yerini Arap asıllı Türk yazısına bırakmağa başlamıştır. Uzun müddet yan yana kullanılan bu iki yazıdan sonuncusu da üçüncü umumî millî yazı olarak Türk ülkelerinde bin sene kullanıldıktan sonra 1928'de yerini dördüncü ve son millî alfabe olan Lâtin asıllı Türk yazısına bırakmıştır.
Orhun yazısının Türk yazı dilinin başlangıcında en az bir kaç asır kullanıldığı anlaşılmaktadır. İlk olarak Orhun âbidelerinden bir iki asır öncesine ait Yenisey kitabelerinde görülen, sonra en mütekâmil şekillerini Orhun âbidelerinde bulan bu yazının milâdın ilk asırlarına kadar çıkmış olacağı tahmin edilebilir. Hattâ son zamanlarda Türkistan Türk ilim merkezlerinden, bu yazı ile yazılmış milâttan çok öncesine ait Türkçe bazı kaya yazılarının bulunduğuna dair, henüz kesinleşmemiş iddia ve haberler gelmiştir. Şimdilik 5. asırla 9. asır arasında Yenisey kitabelerinde, Orhun âbidelerinde ve diğer kitabelerde, ve kağıt üzerinde, kitap hâlinde Orhun yazısının kullanıldığı bir vakıadır.
Bu ilk millî alfabenin, bu ilk umumî Türk yazısının menşe bakımından da millî olduğu hakkında kuvvetli görüşler mevcuttur. Sonraki diğer üç millî alfabeden Uygur alfabesi Soğd, ikincisi Arap, üçüncüsü Lâtin asıllıdır. Orhun alfabesinin menşei meselesi ise ilim âleminde münakaşa konusudur Bunun da Aramı, Soğd, Pehlevi vs gibi yabancı asıllı olduğunu kabul edenlerin, fakat ispat edemi-yenlerin yanında Türk asıllı olduğunu öne sürenler de vardır.
Orhon elifbasının Türk icadı olduğunu ileri sürenler bu yazının damgalardan, şekillerden çıktığını kabul etmekte ve bazı harf şekillerinin Türk menşeini gösterdiğini tesbit etmektedirler. Gerçekten de “ok” okunan “” harfinin ok'a; “y” okunan “D” harfinin yay'a; “s” okunan “l” harfinin süngü'ye; “b” okunan “” harfinin eb>ev'e; “t” okunan “” harfinin tağ > dağ'a benzediği ilk bakışta görülmektedir. Bunları daha da artırabilmek mümkündür.
Orhun harflerinin bir önceki devrinin işaretleri olan Yenisey yazı işaretlerinde 150'den fazla şekil vardır. Bu işaretlerin Orhunda 38 harflik bir alfabe hâline geldişi görülür.
Orhun yazısına ilim âleminde karakter benzerlisi dolayısıyla, eski İskandinav, Germen gizli yazısına nisbet edilerek, Türk run yazısı, runik Türk yazısı adı da verilmiştir. Orhun harflerinin karakteri işaretlerin esas itibariyle keskin düz çizgilerden meydana gelmiş olması ve birbiri ile bitişmemesidir.
Orhun yazısında harfler bitişmez. Yazı sağdan sola veya yukarıdan aşağıya doğru yazılır. Kelimeler, umumiyetle aralarına üst üste iki nokta konarak birbirinden ayrılır.
Orhun alfabesinde 38 harf vardır. Bu 38 harfin 4 tanesi vokal işaretidir. Geriye kalan 34 işaret konsanant harfleridir. Türkçede tabiî bu kadar konsonant mevcut değildir. Bir çok konsonantın bu alfabede birden fazla harfi mevcuttur. Bir kısım konsonantın, yanındaki vokalin kalın ve ince olmasına göre iki ayrı işareti vardır. Ayrıca bazı çift ses, çift konsonant işaretleri de mevcuttur. Böylece bu alfabede kalabalık bir konsonant işareti ile karşılaşılır. Buna mukabil Türkçenin 8 - 9 vokali karşılığında a ve e için bir harf (); ı ve i için bir harf (); o ve u için bir harf (); ö ve ü için bir harf () olmak üzere 4 harfi vardır.
Orhun yazısında vokallerin çok defa yazılmadığı görülür. Yazılmayan vokaller kelime içinde ve kelime başında olup, sondaki vokaller esas itibariyle hep yazılır. Kelime başında ve ilk hecedeki a ve e'nin yazılmaması bilhassa dikkati çeker.
Orhun yazısının konsonant imlâsı esas itibariyle sağlamdır. Harf kalabalığına rağmen mühim bir karışıklık görülmez. Ancak kalın ve ince konsonantın, az da olsa bazı yerlerde birbirinin yerine kullanıldığı da görülür. Ayrıca s harfi bir çok defa ş için de kullanılmış ve öte yandan birbirine benzediği için bir iki kelimede de s (l) yerine ş () ve kalın s () yazılmıştır.
Orhun âbideleri ile devrin diğer kitabeleri arasında harflerin şekilleri bakımından bazı farklar görülür. Bu yüzden bir kısım harflerin birden fazla şekli ile karşılaşırız. Bu kitaba alınan üç âbidenin ilk ikisi ile Tonyukuk arasında da böyle bir kaç şekil farkı vardır ve aşağıdaki cetvelde görülen ikinci şekiller umumiyetle Tonyukuk'a aittir. Tonyukuk'ta ayrıca, aşağıdaki listede bulunmayan, dört köşe bir işaret daha vardır. Bu s, ş için kullanılan bir işarettir. Bir de “baş” kelimesi için kullanılan uç uca bitişmiş iki üçgen şeklinde bir işaret vardır:
s, ş: , baş: