İlkel insan, başlangıçta herhalde hayvanlar arasındaki bildirişim biçimlerine uygun bir dil kullanıyordu. Bu sebeple insan dilinin farklılıklarını, özelliklerini iyi anlayabilmek için hayvanlar arası bildirişim sistemini kavramakta yarar vardır. Hayvan psikofizyolojistleri bütün sosyal hayvanların kendi aralarında düzenli işaretler yardımı ile bilgi alışverişi yaptıklarını, heyecanlarını hareketler, tavırlar, mimikler, sesler vb. ile belirttiklerini ve bir bildirişim sistemi geliştirdiklerini saptamışlardır. Önce basit bir bildirişim modellinin hayvanlarda nasıl belirdiğini açıklayalım: Bildirişim, ortak kalıplara sahip iki birey arasında (kaynak) ve (alıcı), aktarılan işaretler (mesaj ), aracılığı ile kurulan ikili ilişkileri (etki-tepki) kapsar. Bu işaretler, vericiden çıkan dış uyarıcı unsurun alıcıda yol açtığı davranışlarla belirlenen duygusal, çok yakın geçmişe ait hatıralar ya da yakın geleceğe ait uyarılardır.
Hayvanlarda bildirişim işaretleri, çok değişik nitelikler gösteren optik, akustik, elektrik, vb. fiziksel ve kimyasal karakter gösterirler. Çoğunlukla, bu işaretler, ortak kalıplar halinde kalıtımla devam ederler ve doğuşta mevcutturlar. Hayati ilişkilerin tüm görevlerini kapsayan bu işaretler beyin merkezlerinin kontrolü altındadırlar. Yemeğe çağrı, tehlike işareti, ana-baba ve aile ilişkilerini tanzim gibi görevlere dayalı bu bildirişim sistemi objektif kalıplar ve bölgesel nüanslar (lehçe farkları) göstererek işlemektedir. Bazı üstün hayvan türlerinde, ses bildirişim sistemi bakımından insanlarınki ile ortak mekanizmalar bulunmuştur. Hele arılanın ve yunus balıklarının bildirişim sistemleri adeta gerçekten bir dil denilebilecek kadar ilginç modeller vermektedir. Arıların kimsayal bildirimler ve sesli işaretler eşliğinde danslardan meydana gelen bildirişim sistemi oldukça karmaşık, anlamlı mesajlar örgütü halindedir.
Yunus balıklarının çok çeşitli sesler ve ıslıklarla haberleştikleri, gruplara kumanda ettikleri, belli vaziyet alışlara hakim oldukları, arılar gibi, onların da, eğitim ve öğrenim temellerinin insanınkine yakın olduğu bugün bilinen gerçekler arasındadır. İlkel insanda da hayvanlarla ortak, doğuştan mevcut, kalıtım yolu ile kuşaktan kuşağa geçen. hareket, ses ve öteki işaretlerle başlayıp gelişen ilkel bir bildirişim sistemi vardı. Fakat taklit, öğrenim ve tasvir ile çok gelişen ve orijini kalıtıma dayanmayan çok çeşitli, zengin anlamlı, değişken, uzak geçmişi hatırlatan, yaratıcı bildirişim modelleri insanı hayvandan ayıran en önemli özellik halinde ortaya çıkmıştır. Gittikçe karmaşık biçimlere girerek, insanın sembolik faaliyetini ifade eden dil, sesler, jestler, davranışlar, tavırlar ve işaretler aracılığı ile düşünceleri, olayları ve somut gerçekleri belirtme yeteneğine dayanmaktadır.
İnsan dili, bildirişim kalıpları, sembolleri, tüm işaretleri ve değişebilirlikleri yönünden de değişmez işaretlerle örgütlenmiş hayvan bildirişimlerinden ayrılır. İnsan dili, iradi alarak gelişen, değişen, çok karmaşık bir örgütlenmeyle oluşmaktadır.Doğa gürültülerini, hayvan haberleşmelerini, jestleri, mimikleri, sesleri, taklit ile başlayan insan dili, kalıtım ötesi katkılarla ve bizzat insan eseri olan yapma işaretler sistemi ile gelişmiş ve çok zengin anlamlı ortak kalıplar mekanizması aracılığı ile insan ilişkilerinin en önemli bağı olmuştur.
__________________