Çocuklarına yönelik maddi yönde bir engelle karşılaşmaları için önlemler alan anne ve babaların bu davranışının çocuğun kişilik gelişiminde olumsuzluklara yol açabildiği bildirildi.
Çocuğa zorlamadan kazandırılan nezaket kuralları, toplum tarafından onay görür. Onay gören çocuğun aidiyet duygusu artar, özgüven duygusu gelişir.
Selçuk Üniversitesi(SÜ) Öğrenci Psikolojik Danışma Merkezi görevlisi Dr. Selahattin Avşaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumlarda çocuğa yönelik olarak aileye düşen görevlerin başında ona psikolojik destek vermenin geldiğini, başka hiçbir grubun bu görevi sağlıklı bir şekilde yerine getiremeyeceğini söyledi.
Ailenin, çocuğun ihtiyaç duyduğu şefkat, sevgi, güven ve ait olma açlığının karşılandığı en doğal kaynak olduğunu belirten Avşaroğlu, ``İnsanlarda bebeklikten başlayan bir sıvazlanma beklentisi vardır. Bu durum onların varlığının onaylandığına ilişkin en önemli göstergedir.
Anne ve babanın sevgisini koşulsuz olarak algılayan çocuk, donanımlarını geliştirebilmek için hem içsel hem de dışsal desteği bulacaktır. Çünkü o psikolojik yeterliliği olan ana-babaya sahiptir`` dedi. Psikolojik ana-baba kavramının geniş bir alanı kapsadığını ifade eden Avşaroğlu, ``Çünkü bütün yetişkinler psikolojik bir ana-baba görevi ile sorumludur.
Çocuğa karşı duygu, düşünce ve davranışlarının temelinde sevgi bulunduran herkes psikolojik ana-babadır. Psikolojik ana-baba, özelliği ne olursa olsun çocuğa saygı göstermesini bilir, ona karşı hoşgörülüdür, sabırlıdır, rehberlik eder, ona dengeli ve tutarlı destek verir, çocuğun fizyolojik, psikolojik ve sosyal gereksinimlerine karşı duyarlıdır`` diye konuştu.
-ÇOCUKLAR İÇİN HER ŞEY PARA DEĞİL- Günümüz toplumunda ailelerin çoğunun çocuk sahibi olmadan önce kendilerine birtakım sorular yönelttiğini anlatan Avşaroğlu, şunları söyledi: ``Çocuğun geleceğine yönelik maddi hesaplar yapılıyor. Bu sorulara verilen cevaplar sonucunda belki de çocuk sahibi olmak isteniyor. Ana-babanın çocuk sahibi olduktan sonra çocuğuna yönelik olarak atfettiği birtakım rolleri olmaktadır. Bu rolleri belirleyen temel öge çocuk sahibi olmadan önce sorulan sorulardır.
Ana-baba çocuğun geleceğine yönelik olarak yaptığı şeyler daha çok onların maddi yönde bir engelle karşılaşmamalarına ilişkin önlemler olmaktadır. Çocuklarına yönelik maddi yönde bir engelle karşılaşmamaları için önlemler alan anne babalar, bu davranışlarıyla çocuğun kişilik gelişiminde olumsuzluklara yol açabiliyor. Bu nedenle ailelerin çocuk sahibi olmadan önce kendilerine sormaları gereken temel soru, `biz psikolojik ana-baba özelliğine sahip miyiz. Bunun için ne düzeydeyiz?` olmalıdır.
Bu farkında olma düzeyi, yaşamlarına daha sağlıklı bir aile ortamı ve kurumu şeklinde karşılarına çıkacaktır.`` Ana-babaların çocuklarına yönelik tutumlarını belirlemede çocuğun bütün yönleriyle tanınması, güçlü ve zayıf yönlerinin bilinmesi, çocuğun özelliği ne olursa olsun onu benimsemesi gerektiğini vurgulayan Avşaroğlu, aile içi kavga ve münakaşaların olmaması, kaygının bulaşıcı bir özellik taşıdığının bilinmesinin şart olduğunu kaydetti. Aile kaygılı ise çocuğun da kaygılı olma ihtimalinin yüksek olacağını dile getiren Avşaroğlu, ailenin suçluluk duygusunu ortadan kaldırması ve çocuğa hem psikolojik davranış hem de sosyal yönden bir model olması gerektiğini sözlerine ekledi.