|
| Cuma namazına gitmemek (bir hadis bir yorum) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
CİHAD-I AŞK Süper Üye
Mesaj Sayısı : 249 Nerden : malatya Kayıt tarihi : 04/10/08
| Konu: Cuma namazına gitmemek (bir hadis bir yorum) Cuma Mayıs 08, 2009 5:13 pm | |
| Ebû Hüreyre ile İbni Ömer radıyallahu anhüm'den rivayet edildiğine göre bu iki sahâbî Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in minber üzerinde şöyle buyurduğunu duymuşlardır:
"Bazı kimseler cuma namazlarını terketmekten ya vazgeçerler veya Allah Teâlâ onların kalplerini mühürler de gafillerden olurlar"
Müslim, Cum`a 40 Ayrıca bk Nesâî, Cum`a 2; İbni Mâce, Mesâcid 17
Açıklamalar Bu hadis cuma namazının önemini bir kere daha belirtmekte ve onun vazgeçilmezliğini âdeta perçinlemektedir Bir önceki hadisin açıklamasında görüldüğü üzere en önemli namaz cuma namazıdır Bu sebeple cuma günü her müslümanın diğer müslüman kardeşlerinin arasında bu namazı gönül uyanıklığı içinde kılması gerekir
Cuma namazının değerini anlamayan, bu namazın kendilerine verilmiş bir lütuf olduğunu kavramayan kimseler, Resûl-i Ekrem Efendimiz'in belirttiğine göre, kusurlarının farkına varıp cuma namazına başlama imkânına sahiptirler Cuma namazını ihmal ederek kendilerine yazık eden bu kimseler şayet hatalarından geri dönmezlerse, onları feci bir âkıbet beklemektedir O da kalplerini Allah Teâlâ'nın büsbütün mühürlemesi, yani lutfunu ve keremini onlardan büsbütün kesmesi, bunun sonucunda ilâhî hidâyeti bir daha kabul edemeyecek mânevî bir çöküntüye düşmeleridir Bir hadîs-i şerîfte bu ihmal üç cuma ile sınırlandırılmıştır Bu durumu Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle belirtmektedir: "Cuma namazlarını önemsemeyerek üç hafta cuma namazı kılmayan kimsenin kalbini Allah Teâlâ mühürler" (Ebû Dâvûd, Salât 204; Tirmizî, Cum`a 4; Nesâî, Cum`a 2; İbni Mâce, İkâmet 93)
Cuma namazını önemsememek, hiçbir özrü, mâzereti olmadan bu namazı kılmamak demektir Cuma namazını küçümsediği veya inkâr ettiği için kılmayanlara gelince, onlar zaten dinden çıkmış olacakları için konumuzun dışında kalmaktadırlar
Görüldüğü üzere hiçbir mazereti bulunmadığı halde cuma namazına gitmeyen kimse, mânevî bakımdan kötü bir noktadadır Böyle birinin cuma namazına gitmemek suretiyle işlediği günahı bağışlatmak için ancak tövbe etmesi gerekir Bununla beraber kusurundan dolayı Cenâb-ı Hak'tan af dilediğini göstermek maksadıyla varsa bir dinar, yoksa yarım dinar tutarında sadaka vermesini Peygamber Efendimiz tavsiye etmektedir
Hadisten Öğrendiklerimiz 1 Cuma namazı müslüman erkeklerin mutlaka kılması gereken bir ibadettir 2 Hiçbir mâzereti olmadan cuma namazını kılmayan kimseler şayet bu tutumlarından vazgeçmezlerse, Allah Teâlâ onların kalplerini mühürler, yani onlardan lutfunu keser; böylece o kimseler artık Allah'ı düşünmezler | |
| | | CİHAD-I AŞK Süper Üye
Mesaj Sayısı : 249 Nerden : malatya Kayıt tarihi : 04/10/08
| Konu: Geri: Cuma namazına gitmemek (bir hadis bir yorum) Cuma Mayıs 08, 2009 5:13 pm | |
| üç cuma namazını kılmamak
Cuma namazını kılmak farzdır Bunu kılmayanlar günahkar olur Ancak günah işleyenler kafir olmazlar Bu nedenle Cuma Namazını kılmayanlara kafir diyemeyiz
Hadislerde Cuma Namazının önemi anlatılmış, bilerek ve hiç bir mazereti olmadan Cumaya gitmeyenlerin münafık özelliği taşıyacağı ifade edilmiştir Bunlar Cumanın önemini anlatmak içindir
Her sıfat ve özellik insanı münafık yapmaz Örneğin yalan söylemek müslümanın özelliği olmamalıdır Bir münafığın vaya kafirin özelliğidir Ancak bir mümin de yalan söylemekle münafık özelliği taşısa bile münafık olmaz ve münafık diyemeyiz Bunun gibi cuma namazını hiç bir mazereti yokken kılmamak münafıkların özelliğidir Bir Müslüman camiye gelmemekle münafık olmaz Ancak mescide gelmeyen münafığın özelliğini taşımış olacağından Peygamberimiz bu konuyu hatırlatmak istemiştir
Daire amiri, memurların cuma namazına git-melerine izin vermezse ne yapmaları gerekir?
Cuma namazı akıl baliğ olan sağlıklı erkeklere farzdır Bu nedenle Cuma namazını bilerek kılmayanlar haram işlemiş olurlar
Daire amiri, memurların cuma namazına gitmelerine izin vermezse, önce amiri, makbul bir yolla takındığı menfi tavırdan vazgeçirmeye çalışırlar İmkân olmadığı takdirde memur ya kendi naklini başka yere yaptıracak, yahut da maddi durumu müsait olduğu takdirde istifa edecektir Durumu müsait olmazsa görevine devam edip cuma namazına gitmeden öğle namazını kılar, vebal de amire ait olur, işçinin de durumu böyledir
İbn Kasım ve Şebramilisi şöyle diyorlar: Cuma namazına izin vermeyen bir işverenin yanında bir işçinin çalışabilmesi için, muhtaç olması gerekir Muhtaç olmadığı takdirde cuma namazını kılmayarak yanında çalışması haramdır(1)
Hanefî ulemâsından el-İmam Abu Hafs gibi zevat; işverenin izni olmadan işçinin cuma namazına gitmesi caiz değildir, demişler ise de işçi ve memurun cuma namazına gitmelerine mani olmak büyük bir vebaldir(2)
Büyük günahları işleyen kafir olur mu?
Bu soruyu cevaplarken, işlediği günahlarla övünen ve bunlardan pişmanlık duymayanların konumuz dışında olduğunu hemen belirtelim Asıl mevzumuz, inandığı halde bu tür günahlara düşen ve onlardan pişmanlık duyanlardır
Ehl-i sünnetin dışında kalan mutezile mezhebi ve haricilerin bir kısmı, “büyük günah işleyenlerin kafir olacağını veya imanla küfür ortasında kalacağını” söyler ve bunu şöyle izah etmeye çalışırlar: “büyük günahlardan birini işleyen bir mü'minin imanı gider Çünkü Cenab-ı Hakk'a inanan ve cehennemi tasdik eden birinin büyük günah işlemesi mümkün değildir Dünyada hapse düşme korkusuyla kendini kanun dışı yollardan koruyan birinin, ebedi bir cehennem azabını ve Cenab-ı Hakk'ın gadabını düşünmeyerek büyük günahları işlemesi, elbette onun imansızlığına delalet eder”
İlk bakışta doğru gibi görünen bu hüküm, insanın yaradılışını bilmeyen sakat bir düşüncenin mahsulüdür Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, bu sorunun cevabını Lem'alar adlı eserinde şu şekilde vermektedir: “ İnsanda hissiyat galip olsa, aklın muhakemesini dinlemez Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz bir lezzet-i hazırayı (el altında bulunan hazır bir lezzeti), ileride gayet büyük bir mükafata tercih eder Ve az bir hazır sıkıntıdan, ileride büyük bir azab-ı müecceleden (sonradan gelecek, tehir edilmiş bir azaptan) ziyade çekinir Çünkü tevehhüm ve heves ve his, ileriyi görmüyor Belki, inkar ediyorlar Nefs dahi yardım etse, mahall-i iman olan kalb ve akıl susarlar, mağlup oluyorlar
Şu halde; kebairi (büyük günahları) işlemek, imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle, akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir”
Evet, bediüzzaman hazretleri'nin ifade ettiği gibi, insanın yaradılışında cennetin akıl almaz lezzetlerini çok ötelerde görmesi ve bu yüzden onları ikinci plana atıp, hemen eli altındaki günah lezzetlerine meyletmesi gibi bir özellik vardır Çok acıktığı için kendisini en yakın lokantaya atan bir adamın, ısmarladığı iki porsiyonluk döner 10-15 dakika gecikeceği için hemen eli altında bulunan kuru ekmeği kemirmeye başlaması ve midesinin yarısını onunla doldurması, bu sırdandır
Yine bediüzzaman'ın dediği gibi, insan bir ay sonra gireceği bir hücre hapsinden çok, hemen yemek üzere olduğu bir tokattan korkar Yani bu hissiyata göre cehennem azabı, onun için çok uzaktır ve Allah da zaten affedicidir
İşte insan, bu mülahazalarla 'imanlı olmasına rağmen, günahlara meyleder ve nefsinin de desteklemesiyle içine düşebilir Evet büyük günahları işlemek, imansızlıktan gelmez Fakat o günahlar, tövbe ile hemen imha edilmezse, insanı imansızlığa götürebilir Bu konuda yine bediüzzaman'ı dinleyelim:
“günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra, ta nur-u imanı (iman nurunu) çıkarıncaya kadar katılaştırıyor Her bir günah içinde küfre (Allah'ı inkara) gidecek bir yol var O günah, istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor”
1- Şebramilisi: c 2, s 134 2- " el-Fetava'l Hindiye: c l, s 144 | |
| | | | Cuma namazına gitmemek (bir hadis bir yorum) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |