Sahabinin Tanımı
1 Sahabi kelimesinin Sözlük Anlamları
Sahabi kelimesi sözlükte, bir arada bulunmak, sohbet veya arkadaşlık etmek manasına gelen ve dördüncü babdan çekimi yapılan ‘’sehibe’’ kök fiilinden alınma bir kelime olup bu fiilin ismi mensubu olan sahabinin çoğuludur Aynı fiilden ismi fail olan ve bir arada yaşayan, dost, arkadaş anlamına gelen sahib kelimesinin çoğulu sehb; cem’u’l-cem’i sahab da aynı manada kullanılır[1]
2 Sahabi Kelimesinin Terim Anlamları
Sahabi kelimesinin terim anlamına gelince, bu tanımı hadis alimleri ile usul alimleri farlı şekillerde yapmışlardır
a Hadisçilere Göre Sahabinin Tanımı
Hz Peygamber (sav)’i peygamberliği sırasında mümin olarak gören, mümin olarak ölen kişilere sahabi denir Bu tarife göre bir kimsenin sahabi sayılabilmesi için Hz Peygamber (sav)’i peygamberliği sırasında Müslüman olarak görmesi ve imanla ölmüş olması gerekir Hz Peygamber (sav)’i peygamber olmadan önce görüp de peygamberliği sırasında görmeyenler sahabi sayılamayacakları gibi mümin olarak görüp sonradan dinden dönenler de sahabi değildirler[2] Rüyasında Peygamberi gören sahabi sayılır Çünkü nebilerin rüyada görülmesi haktır[3]
b Usulcülere Göre Sahabenin Tanımı
Usul alimlerinin cumhuruna göre sahabi, Rasulullah’ı görüp ona inanarak, örf ve adete göre arkadaş, dost denilebilecek bir müddet kadar onun yanında bulunan şahsa denir[4]
Sahabi sayılmanın ön şartı olarak kabul edilen sohbeti, Gazali (ö505/111) şöyle açıklamaktadır: Eğer denilse ki, Kur’an-ı Kerim sahabeyi övmektedir, o zaman sahabi kimdir? Nebi’nin asrında yaşayan mı, yoksa yoksa en az bir defa da olsa onu gören mi, onunla karşılaşan mıdır? bize göre bir saat gibi kısa bir süre sohbet etmek, örfen sâhib sayılmak için yeterli değildir Sâhib sayılabilmek için sahabenin; ‘’Benim Rasulullah (sav)’le sohbetim çok oldu’’ sözünü söylemesi[5] gerekir
[1] Uğur, Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, cI, s334, Ankara; Mu’cemu’l-vasit, Komisyon, cI, s507, İstanbul, Çağrı Yayınarı; İbn Manzur, Ebi’l-Fadl Cemaleddin Muhammed b Mükerrem, Lisanü’l-Arap, cI, s 590-595, Beyrut, 1990; Zeydan, Abdülkerim, el-Veciz fi Usulu’l-Fıkıh, 7 Baskı, s260, Beyrut, Lübnan, 2001
[2] Uğur, age, s268; Şaban, Zekiyyüddin İslam Hukuk İlminin Esasları (Usulü’l-Fıkh), Diyanet Vakfı Yayınları, cI, s 213
[3] İsmail, Muhammed, Kavlü’s-Sahabi ve eseruhu fi’l-Fıkhi’l-İslami, s17,
[4] Zeydan, age, s260
[5] Gazali, Ebu Hamid Muhammed b Muhammed, el-Müstesfa min İlmi’l-Usul, Beyrut, ty, cI-II, s198[/b]
SAHABENİN ADALETİ VE İSLAM HUKUK TARİHİNDEKİ YERİ
I- SAHABE İLE İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER
Allah Teala, Muhammed (sav)’i insanlar için çok güzel bir örnek olarak seçmiş[1] kendisini de ümmetini de seçkin bir topluluk yapmıştır[2] Bunu Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde, Peygamber (sav)’in hadislerinde açıkça görmekteyiz Bu ayetler ve hadislerin hepsinin zikredilmesi mümkün değildir Ancak bu araştırmamda konuyla ilgili olan ayet ve hadisleri önce topluca belirtip, sonrada konular içerisinde doğrudan ilgili ayetlerin üzerinde durmaya çalışacağız
A Ayetler Ve Yorumlar
1 Ayetler
– ‘’Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en kıymetli ümmetsiniz İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız’’[3]
– (İslam dinine görme hususunda) ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya İşte Allah onlardan onlar da Allah’tan razı olmuşlardır Allah onlara içinde ebedi kalacakları zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlatmıştır İşte bu büyük kurtuluştur[4]
– Andolsun ki Allah, müslümanlardan bir grubun kalpleri eğrilmeye yüz tuttuktan sonra Peygamber (sav)’i ve güçlükle zamanında ona uyan muhacirlerle ensarı affetti Sonrada onların tevbelerini kabul etti Çünkü o, onlara karşı çok şefkatli ve pek merhametlidir[5]
– Fakat Peygamber ve onunla beraber inananlar, mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler İşte bütün hayırlar onlarındır ve onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir Allah, onlara içinde ebedî kalacakları ve zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır İşte büyük kazanç budur[6]
– İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık[7]
– Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir[8]
– Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter[9]
– Muhammed Allah'ın elçisidir Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün Allah'tan lütuf ve rıza isterler Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir[10]
– İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır
Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır[11]
– (Allah'ın verdiği bu ganimet malları,) yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir İşte doğru olanlar bunlardır Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! [12]
[1] Andolsun ki Rasulullah sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir Ahzab, 33/21
[2] Hac, 22/78
[3]Al-i İmran, 3/110
[4] Tevbe, 9/110
[5] Tevbe 9/117
[6] Tevbe, 9/88-89
[7] Bakara, 2/143
[8] Fetih, 48/18
[9] Enfal, 8/64
[10] Fetih, 48/29
[11] Enfal, 8/74
[12] Haşr, 59/8-10[/color]