LET
let + PERSON + VERB
Let : İzin vermek, müsaade etrmek, salmak anlamına gelir. Birisine bir şey yapması için izin vermeyi anlatır.
to let: bırakmak
The guard let noone enter the area Muhafız kimseyi alana sokmadı.
I won’t let anybody drive my new car. Yeni arabamı kimseye kullandırtmam.
Her father didn’t let her go to the party. Babası partiye gitmesine izin vermedi.
I let the bird fly. Kuşu uçurdum. Salıverdim
I will not let them fight. Bırakmayacağım, kavga etsinler.
Let them swim. Bırak yüzsünler.
You always speak, let me speak a little. Daima sen konuşursun ,bırak biraz ben konuşayım.
They didn't let me go with them.
She let us use her telephone.
A good boss lets his workers rest from time to time.
Stop the ball ! Don't let it roll into the street.
I haven't let my son eat ice cream
They let me go out and get a drink
Not: let ‘ten sonra özne gelir
to be allowed izin verme taşır (yasaklama genelde)
let ise allow anlamına gelir ama yasaklama felan taşımaz
BE ALLOWED TO
to be allowed to : izin verme taşır (yasaklama genelde)
“Be allowed to” yapılacak olan eylemlere izin verilmesi veya verilmemesi için kullanılır. Şahıs zamirinden sonra “be allowed to ve fiil getirilerek yapılır.
he was allowed goo the party. (Partiye gitmesine izin verildi.)
You are not allowed to enter here without an identity card. (Kimlik kartı olmaksızın
buraya girmenize izin verilmez.)
Use: to say what you can/can’t do
We aren’t allowed to smoke in the office. = We can’t smoke in the office
We are allowed to smoke in the office. = We can smoke in the office
be allowed to - let fiilinin passive halidir
Let eylemi eylemi edilgen çatıda yerini allowe bırakır. Bu sözcüklerden sonra ‘to’lu eylem kullanılır.
* Aktif :They won’t let you do whatever you like.
Her istediğini yapmana izin vermeyecekler.
Pasif : You won’t be allowed to do whatever you like.
Her istediğini yapmana izin verilmeyecek.
* Aktif : The English teacher didn’t let the children misprounce English words.
İngilizce hocası çocukların İngilizce kelimeleri yanlış telaffuz etmesine izin vermedi.
Pasif : The children were not allowed to misprounce English words.
Çocukların İngilizce kelimeleri yanlış telaffuz etmesine izin verilmedi.
My father let me go abroad. ( Active) dir.
I was allowed to go abroad . ( Passive)
They let us leave early ( active )
We were allowed to leave early . ( passive )
They let nobody leave.
Nobody is allowed to leave
I am allowed to play football.
I was allowed to play football.
I 'll be allowed to play football.
You are not allowed to smoke on the airplane. (smoke)
I wish he were allowed to come