|
| Imam Rabbaniden öğütler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
CİHAD-I AŞK Süper Üye
Mesaj Sayısı : 249 Nerden : malatya Kayıt tarihi : 04/10/08
| Konu: Imam Rabbaniden öğütler Ptsi Mart 01, 2010 5:42 pm | |
| Dünya bir seraptır
Ey oğul!
Bu dünya imtihan yeridir Onun yüzü yaldızla ve çeşitli yüzlerle süslenmiştir Sureti nakışlıdır Çirkin bir kadın gibi kaşı çekilmiş, yanakları boyanmış İlk bakışta tatlı gelir, göze tazelik ve canlılık hayali verir; lâkin gerçekte o üzerine koku sürülmüş cifeye benzer
Sineklerin ve kurtların içine dolduğu bir çöplük gibidir Su gibi görünür, o bir seraptır, Şeker suretinde zehirdir İçi harap ve çok kötüdür Bu süsü ve hayasızlığı ile söylenenlerin ve anlatılanların hepsinden şerlidir
Onun aşıkı sefih ve büyülüdür Fitneye düşmüş, çıldırmış ve aldatılmıştır Kim onun görünüşüne aldanırsa ebedi kayıp zehiri ile zehirlenmiştir Kim onun tazeliğine ve tadına bakarsa sonsuzluğa kadar pişmanlık duyar
Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Dünya ve âhiret iki kuma gibidir; birini razı etsen, diğeri darılır"
Dünya nedir?
Ey oğul!
Dünya nedir, bilir misin? Kadın, çocuk, mal, makam, reislik, oyun, oyuncak, lüzumsuz işlerle uğraşmak
Bütün bu sayılanlardan hangisi seni alıp Allah'tan başka şeylerle oyalayıp perdelerse, o dünyaya dahildir
Gençlik tövbesi
Ey oğul!
Cenab-ı Hak sonsuz inayetinden sana nasip verdi Bilhassa gençlik çağında sana tevbe nasip etti Şimdi bilmiyorum, o tevbede sebatlı mısın? Yoksa çeşitli muzahrefat ile şeytan seni azdırdı mı?
Tevbe üzerinde durup devam ettirmek zor görülebilir, zira çağ gençlik çağıdır Dünya malına gelince, elde etme sebepleri çok ve kolaydır, bu manada arkadaşlarının çoğu da uygunsuzdur
Sana tefekkür lazım
Ey oğul!
Önemle üzerinde duracağın iş, mübah şeylerin zaruri olan miktarı ile yetinmektir Bu zaruri miktar da ibadetlerde kuvvet bulmak niyetiyle alınmalıdır
Yenen yemekten maksat, ibadetin yerine getirilmesi için kuvvet kazanılması olmalıdır Elbise giymekten maksat, avret yerini örtmek, sıcaktan ve soğuktan korumaktır Bu ölçüyü diğer zaruri mubah işlerde de devam ettirmelidir
Sana tefekkür lâzım Kalbe dayalı işleri yapmak gerek Aksi halde yarın ziyandan ve pişmanlıktan başka bir şey elde edilmez
Gençlik büyük fırsattır
Ey oğul!
İbadete yönelme vakti gençliktir Akıllı olan bu vakti kaçırmaz, fırsatı ganimet bilir Zira iş önemlidir İnsan yaşlılık zamanına kalmayabilir Kaldığını farz edelim, derlenip toparlanmak nasip olmaz Böyle bir derlenip toparlanmanın mümkün olduğunu farz edelim, bir amel işlemeye güç yetiremez Zira o zaman, zaafın ve aczin bastırdığı zamandır Halbuki şu anda derlenip toparlanma durumu vardır, elde eldilmesi kolaydır
Hele anne-babanın hayatta olmaları Yüce Hakkın nimetlerinden biridir Senin geçimini onlar üzerine almıştır İşte bu mevsim fırsat mevsimidir Güç ve kuvvetinin yettiği mevsimdir Bugünün işini yarına bırakmak için şu andaki durum nasıl bir özür olabilir? Ertelemeye ne gerek var? Resulullah (asm) bu manada şöyle buyurmuştur: "İşi erteleyen helak olur"
Evet, bugün ahirete ait işlerle bir meşguliyet varsa, bu düşük dünyanın işini yarına bırakmak cidden güzel olur, tam bunun aksi ise pek çirkin bir şey olur
Şu zaman gençlik zamanıdır Nefsin, şeytanın ve din düşmanlarının istilası zamanıdır Bu zamanda yapılan az amele biçilen itibar, bu vakitlerden başka zamanlarda yapılan amellere biçilmez
Allah'ın emir ve yasaklarına uymalı
Ey oğul!
Varlıkların özü olan insanın yaratılmasındaki gaye, oyun ve oyuncakla eğlenmek, yemek ve içmek değildir Onun yaratılmasındaki gaye, kulluk vazifelerini yerine getirmek, devamlı bir şekilde Allah'a iltica ve niyazda bulunmaktır Dinin anlattığı ibadetlere gelince, bunların edasından gaye, kulların faydası ve onların yararıdır Bunlardan hiçbiri Cenab-ı Hakkın yararına değildir, çünkü onun böyle bir şeye ihtiyacı yoktur
Durum böyle olunca, onların edası memnuniyete sebep olmalıdır Bu emirlerin yerine getirilmesi ve yasaklardan kaçınmak için koşmalı, çabalamalıdır
Cenab-ı Hak sonsuz zenginliği ile kullarına emir ve yasaklar yolundan ikramlar eylemiştir Bu durumda bize düşen, tam manasıyla bu nimetlere şükretmektir Memnuniyetin en üstün derecesi ile emir ve yasaklardan ne varsa hepsinin yerine getirilmesi için çaba harcamaktır | |
| | | CİHAD-I AŞK Süper Üye
Mesaj Sayısı : 249 Nerden : malatya Kayıt tarihi : 04/10/08
| Konu: Geri: Imam Rabbaniden öğütler Ptsi Mart 01, 2010 5:51 pm | |
| Doğru haberci ile yalancının farkı
Ey oğul!
Yalan söylediği defalarca denenemiş olan bir kimse, "Bu gece düşman hücum edecek" diye bir haber verecek olsa, bu haber üzerine o beldenin ileri gelenleri derhal savunma tedbirleri alır Bu haberi veren kimsenin yalancı olduğunu bildikleri halde o belanın giderilmesi için çareler ararlar Çünkü tehlike ihtimaline karşı dikkatli olmak lazımdır
Halbuki, doğru haber veren Resulullah (asm) bütünüyle âhireti haber vermiştir Durum böyle iken bu haberden kimse müteessir olmamaktadır Eğer müteessir olsalardı, ondan korunma çareleri ararlardı Kaldı ki, Resulullah Efendimiz ondan korunma çarelerini de göstermiştir
O nasıl bir imandır ki, doğru haberciye yalan haberci kadar itibar etmiyor
Mal ve mülk Allah'ındır
Ey oğul!
Nefis kendi özünde cimridir İlâhi emirleri yerine getirmekten kaçar Bunun için devamlı yumuşak konuşmalıdır Yoksa mal ve mülk bütünüyle Allah'ındır
Kula asıl layık olan zekâtı tam bir memnuniyetle vermektir Yoksa nefsin arzularına uyarak ibadetin edasında tembellik edip ağırdan almak yakışmaz
Fetvayı âhiret âlimlerinden almalı
Ey oğul!
Dini hükümleri, fetvaları âhiret ulemasından sorup öğrenmek gerektir Zira onların sözlerinde tesir vardır Belki onlara sorulduğu için nefeslerinin bereketi ile amelde başarı hasıl olur
İlmi kendilerine makam vesilesi yapan dünya alimlerinden kaçınmak gerekir
Dünya adamlarıyla bizim ne işimiz var? Onlarla aramızda ne gibi bir münasebet olur ki, onların hayrı ve şerri üzerinde söz edelim
Tavşan uykusu ne zamana kadar sürecek?
Ey oğul!
Hayatının en güzel zamanlan heva ve heveste geçti Allah düşmanlarının rızasını kazanma yolunda geçip gitti Şimdi ömrünün sonu kaldı Bugün de bunu Hakkın rızası istikametinde harcamazsak, o en güzel ömrün yerini doldurma işinde bir tedarik görmezsek, isterse pek az olsun, çekeceğimiz zahmeti ebedi rahata vesile bilmezsek, az sevap işlemek suretiyle çok günahlarımıza kefaret ettirmezsek, yarın hangi yüzle Allah'ın katına varacağız? Hangi çareye başvuracağız?
Bu tavşan uykusu ne zamana kadar sürecek? Bu gaflet pamuğu ne zamana kadar kulakta kalacak? Yakında basiret gözünden gaflet kalkacak, hiç şüphe edilmesin kulaktan bu gaflet pamuğu da gidecek, lâkin o zaman ne faydası olur? O zaman hasret ve pişmanlıktan başka bir şey olmayacak
Ölüm gelmeden önce amel işlemeye bak Kabrinde yaslanacağın bir şey hazırlamalısın Öncelikle itikadını düzeltmelisin Sonra dini yönden zaruri bilgileri öğrenmelisin Fıkıh kitaplarının açıkladığı şeyleri bilmeli ve amel etmelisin
Zikir gafletin kovulmasıdır
Ey oğul!
Fırsat ganimettir Sağlık ve boş zaman ise iki ganimettir Vakitlerini devamlı olarak Allah'ın zikrine harcamak gerekir Hangi amel olursa olsun, dinin emri istikametinde ise o zikre dahildir, isterse alış veriş olsun
Bütün hal ve hareketlerde dinin hükümlerine riayet etmek gerektir Ta ki onların hepsi zikir ola Zikir gafletin kovulmasından ibarettir Bütün işlerde emir ve yasaklara riayet edilirse, emirleri veren yasakları bildiren Zata karşı gaflet esaretinden kurtuluş nasip olur O Yüce Hakkın da devamlı zikri hasıl olur
Hayat şeriat üzere olmalıdır
Ey oğul!
Düşük dünya süslerine aldanmaktan sakın Bu fani saltanata kanmamaya dikkat et Bütün hal ve hareketlerinde şeriata göre amel et Hayat, temiz şeriat üzere olmalıdır
Ehl-i Sünnet ve'1-cemaat âlimlerinin görüşlerine göre öncelikle itikadı düzeltmek gerekir Bundan sonra himmet dizginlerini amele faydalı fıkıh hükümlerini yerine getirmeye sarfetmelidir
Farzların edasınde önemle durulmalıdır Helal ve haram işlerinde dikkatli hareket etmelidir Farzların yanında nafile ibadetlerin durumu yolda bırakılmış ve itibardan düşmüş gibidir Halbuki bu zamanda insanların pek çoğu nafile ibadetlere önem verip farzları harap bırakmaktadır Nafile ibadetlere önem verip farzları da düşük ve itibarsız saymaktadırlar
İlim, amel, ihlas lâzım
Ey oğul!
Bilmiş ol ki, ebedî kurtuluşun kolaylaşması için insana şu üç şey mutlaka lâzımdır: İlim, amel, ihlâs
İlim iki kısımdır: Birinci kısım, amel olup bunun izahını fıkıh üzerine almıştır
İkinci kısım, bundan maksat mücerred itikat ve kalbi yakindir Bunun tafsilatı kelâm ilmi üzerine yazılan kitaplarda vardır Haliyle Ehl-i Sünnet ve'l-cemaatin görüşüne göre Şöyle ki: Bunlar fırka-i naciye olup, bunlara tabi olmadan hiç kimse için kurtuluş ümidi yoktur Bunlara kıl kadar muhalefet olsa, iş tehlikeye girer, hem de ne tehlike! | |
| | | CİHAD-I AŞK Süper Üye
Mesaj Sayısı : 249 Nerden : malatya Kayıt tarihi : 04/10/08
| Konu: Geri: Imam Rabbaniden öğütler Ptsi Mart 01, 2010 6:00 pm | |
| Kul hakkını dünyada iken öde
Ey oğul!
Tam manasıyla kul hakkının ödenmesi cihetine gidilmelidir Bu yolda tam bir gayret gösterilmelidir Ta ki, üzerinde hiç kimsenin hakkı kalmaya Çünkü bu dünyada hak ödemek kolaydır, yumuşaklıkla, tatlı dille helallik dilemek mümkündür; ama âhirette iş zordur Orada çare bulmak mümkün değildir
Nefsin sevdasına kapılma
Ey oğul!
Nefis, makam ve baş olmak sevdası üzerine yaratılmıştır Bütün gayreti, akranı üzerine üstün gelmektir
Bütün arzusu yaratılmışların hepsi kendisine muhtaç, emrine ve nehyine boyun eğmiş olmaktır Kendisinin hiçbir şeye muhtaç olmasını istemediği gibi, hiç kimsenin hükmü altına da girmek istemez
Bütün bunlar ondan gelen uluhiyet davasıdır Benzeri olmayan Yüce Yaratıcı ile ortaklık davasına girer Mutlu olmaktan yana pek uzaktır
Hatta ortaklığa bile razı olmaz Yalnız kendisinin hâkim olmasını ister, başkasını istemez Herşeyi hükmü altında görmek ister Bir kudsî hadiste şöyle buyurulur:
"Nefsine düşman ol, çünkü o Bana düşmanlığa saplandı"
Makam, reislik, yükselmek, büyüklenme hususunda nefsin isteklerini vermek suretiyle nefsi terbiyeye kalkışmak ona yardım olur ki, hakikatte Yüce Allah'a düşmanlıktır Onu takviye etmek dahi bu mânâyadır Bu işin çirkinliği ciddi bir şekilde idrak edilmelidir
Bir kudsî hadiste'Allah Teâlâ şöyle buyuru:
"Kibriya ridamdır, azamet izarımdır Bir kimse bunlardan birisi ile benimle nizaya tutuşmak isterse, onu ateşime atarım, haline hiç bakmam"
Peygamberlerin gönderilmesinin hikmeti, nefs-i emmareyi âciz bırakıp onun yapısını tahrip etmektir Dinî emirler nefsi arzuları kaldırmak için gelmiştir Ne kadar dinî emir işlenirse, o kadar nefsanî arzu zail olur
Dinî hükümlerin birini yerine getirmek nefsanî arzuların izalesi için bin senelik riyazetten ve bu uğurda mücahededen daha faziletlidir
Bu riyazet ve mücahede şeriat gereğince olmayınca nefsin arzusunu takviye ve teyit eder Brahmanlar ve Hindular riyazet ve mücahedede hiçbir kusur işlemezler, fakat şeriat dairesinde yapmadıkları için kendilerine hiçbir faydası olmaz
Meselâ bir kimse dinin emrettiği zekât niyetiyle bir dinar verse, nefisten gelen bir arzu ile nefsin tahribi yolunda bin dinar harcamasından daha faydalıdır
Ramazan Bayramında şeriatın emrine uymak maksadıyla oruç tutmayıp yemek, bir kimsenin kendiliğinden tuttuğu bin senelik oruçtan hayırlıdır
Sabah namazının iki rekât farzını cemaatle kılmak sabah namazını cemaatle kılmayı bırakıp geceyi sabaha kadar ibadetle geçirmekten çok faziletlidir
Hâsılı; nefsin, başkanlık, üstünlük, yükseklik taslamak hususundaki boş kuruntulann pisliklerinden kurtulmadıkça kurtuluş mümkün değildir Ondanki bu hastalığın izalesi zaruridir Tâ ki, ebedi ölümle yüz yüze gelmeye... | |
| | | | Imam Rabbaniden öğütler | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |